İşte sorumlu olan 19 sağlık kuruluşu: Yenidoğan yoğun bakımındaki bebeklere, Türkiye’de uygulanmayan “hastaya pasif ötenazi” yapılmış, raporu hemşireler yazmış!

T24 Sağlık

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar ve Terör Suçları Soruşturma Bürosunca hazırlanan fezlekede, örgüt lideri olduğu iddia edilen şüpheli Dr. F.S’nin ve örgüt yöneticisi zanlı Dr. İ.G’yle birlikte hareket edip hastanelerin uygun koşullarda tedavi verebilecek durumda olup olmadığına bakmaksızın, bebek hastaların hayatı pahasına, anlaşmalı oldukları hastanelere usulsüz yöntemlerle sevk ettirdikleri kaydedildi.

19 kuruluş “malen sorumlu” sayıldı

Fezlekede, Özel Avrupa Şafak, Özel Bağcılar Medlife, Özel İstanbul Şafak Hastanesi, Silivri Kolan Hastanesi, Özel Reyap İstanbul Hastanesi, Özel Doğa Hospital, Özel Avcılar Hospital, Özel TRG Hospitalist, Akabe Sağlık Tesisleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, Doğamed Sağlık Hizmetleri Sanayi ve Ticaret AŞ, Ekip Sağlık Hizmetleri Ticaret Anonim Şirketi, Güney Hastanesi Sağlık Hizmetleri LTD ŞTİ, Medilife Sağlık Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi, Özel İstanbul Şafak Sağlık Hizmetleri ve Ticaret Anonim Şirketi, Refik Arslan Sağlık Hizmetleri ve Ticaret Anonim Şirketi, Reyap Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi, Yonca Sağlık Hizmetleri Limited Şirketi, Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi ile GMZ Sağlık Hizmetleri İnş. ve Tur. Ltd. Şti. de “malen sorumlu” olarak yer aldı.

Zanlıların, bebek hastaların uzun süreli yatış işlemlerinin yapılmasını sağlayarak, SGK’den yüksek miktarda gelir elde ettikleri belirtilen fezlekede, “curosurf” isimli, solunum tedavisinde kullanılan ilaçların, bebek hastalar üzerinde kullanılmış gibi gösterip üçüncü kişilere satılmasını sağladıkları ifade edildi.

Bu ve bunun gibi birçok işlemlerin takibini yapmak amacıyla örgüt lideri F.S’nin, her hastanede kendisine bağlı sağlık çalışanları ile sürekli iletişim halinde olduğu belirtilen fezlekede, bu sağlık çalışanlarına şirketi ve şahsi banka hesapları üzerinden düzenli ödeme yaptığı aktarıldı.

Fezlekede, bazı özel hastanelerde görev yapan dosya şüphelisi hemşirelerin, örgüte bile isteye yardım ederek bundan maddi menfaat elde edip, suçun işlenmesine olanak sağladıkları vurgulandı.

Dosyaya konu şüphelilerin görüşmeleri ve banka hareketlerine yer verilen fezlekede, ayrıca eylemleri de detaylı olarak anlatıldı.

Savcılıkça hazırlanan fezlekede, özel bir hastanede müdür yardımcısı olarak görev yapan M.K’nin, ambulans şoförü olarak kamu görevi yapan şüpheli G.M.Ö’ye bebek yoğun bakım hastasına ihtiyacının olduğunu, üçüncü basamak bebek hasta göndermesi karşılığında hasta başına kendisine 10 bin lira vereceğini ve eşinin sigortasının hastane tarafından yapılacağını söylediği belirtildi.

Şüpheli F.S’nin Çorlu’da çalışmış olduğu hastanenin hemşiresi tarafından arandığı kaydedilen fezlekede, iki bebeğin durumunun kötü olduğunu söylediği, şüphelinin buna karşılık “En azından ben gelinceye kadar yaşasın.” dediği aktarıldı.

Fezlekede, konuşmada geçen bebeğin öldüğü, durumun haber verildiği F.S’nin, hemşireye “Ellemeyin, bilgi de vermeyin orada dursun.” talimatını verdiği yer aldı.

Talimat doğrultusunda bebeğin gerçek ölüm saatinin gizlenmeye çalışıldığı anlatılan fezlekede, zanlı F.S’nin hastası olan bebeğin sağlık durumunu yakından takip etmesi gerekirken hastanede olmadığı, hastalarına gerekli tedavi imkanlarını kullanmadan, maddi menfaat gözetip bebek hastalarının ölümüne sebebiyet verecek kadar rahat davrandığı ve bunu gizlemek amacıyla da kamu kaynaklarını kullanarak çeşitli yöntemler izlediği ifade edildi.

Doktorların yazması gereken raporu hemşireler yazdı

Bebek hastaların sevk işlemlerinden sorumlu olan 112 personeli G.M.Ö’nün, 112 Acil Çağrı Merkezi’ne “Doktor Ahmet” ve “Doktor Ali” olarak kayıt ettirdiğinden dolayı suça konu 9 hastaneye bebek hasta kabulü yaptığı ifade edilen fezlekede, şüpheli İ.G’nin de merkezde kendisine farklı isimlerde doktor kaydı açtığı, daha fazla bebek hasta sevkini bağlı hastanelerine almaya yönelik işlemler yaptığı kaydedildi.

Fezlekede, soruşturma kapsamında hemşireler hakkında yapılan çalışmalarda ise hemşirelerin birçoğunda “Neonotoloji” bilimi adı verilen erken doğum ve doğum sonrası 4 haftayı kapsayacak şekilde bebeklere sağlık hizmeti verebilme yetkisine haiz olmaları için gereken NRP sertifikalarının olmadığının tespit edildiği belirtildi.

Bağcılar’da özel bir hastanede ölen bebeğin ölümü gerçekleştiği zaman hastanede olması gereken Dr. D.E’nin hastanede olmadığı ve olayı gizlemek amacıyla hemşire Ç.D’nin akıl almak için İ.G’yi aradığı kaydedilen fezlekede, yaklaşık 6 aylık siyahi bebeğin ölümünün, eğitimi yetersiz hemşire H.D.T. ve diğer çalışanların fark etmemesi sonucu olduğuna yer verildi.

Fezlekede, eylemler kapsamında örgüt lideri ve yöneticilerinin elde ettikleri karın çoğunluğunu sağlık çalışanı olan örgüt üyesi şüphelilerle paylaştığı, hastane sahipleri ve başhekimlerin örgüt hiyerarşisine dahil olmamakla birlikte örgüte yardım ederek kendilerinin de maddi çıkar sağladığı anlatıldı.

“Kimi bebeklerde ise ölüme dahi sebep olundu”

Fezlekede, bebeklere yapılması gereken ancak yapılmayan tedavi ve bakım yöntemlerine yer verilerek, hastaya pasif ötenazi (Türkiye’de aktif ve pasif ötenazi uygulanmamaktadır. Kalp atımı tespit edilen her yeni doğan uygun canlandırma ve tedavileri alma hakkına sahiptir) uygulandığı ve yüzde 90, yenidoğan bebeğin hayat haklarının ellerinden alındığı vurgulandı. (AA)